Romatoloji
Romatoloji
Romatizma hastalıkları ile iskelet ve kas sistemini tutan her türlü hastalık, Romatoloji bilim dalının uzmanlık alanına girer. Romatoloji kliniklerinde görev yapan romatoloji uzmanları, 6 yıl tıp eğitiminin ardından 4 yıl iç hastalıkları ve 3 yıl romatoloji uzmanlığı eğitimleri alır. Vücutta istemli hareketlerin gerçekleştirilmesinde görevli olan kemik ve eklemlere ilişkin hastalıklar, yumuşak doku hastalıkları, otoimmün hastalıklar, genetik bağ dokusu hastalıkları ile vücutta hareket kısıtlılığı, ağrı, şişkinlik ve şekil bozukluğuna neden olan her türlü hastalığın tedavisinde romatoloji kliniklerinden destek alınır. Romatoloji birimleri hem yetişkinlere hem de pediyatri kliniklerinin bir alt dalı olarak çocuklara hizmet verir.
Romatoloji bölümünde, romatizmal hastalıkların tanı ve tedavisine yönelik hizmetler sunulur. Tüm tanı ve tedaviler, alanında uzman hekimler tarafından son gelişmelerin ışığında başarıyla gerçekleştirilir. Romatizmal hastalıklar yalnızca iskelet ve kas sistemi ile sınırlı kalmayıp vücudu pek çok farklı yönden etkileyebilir. Bu nedenle romatolojik hastalıkların tedavisinde gerektiğinde başka branşlardan da destek alınır. Fizik tedavi, ortopedi, nöroloji, ağrı polikliniği ve endokrinoloji branşları bunların başında gelir. Multidisipliner bir ekip tarafından tanı ve tedavi işlemleri titizlikle gerçekleştirilen hastalıkların tedavisine çok yönlü bir bakış açısı ile yaklaşıldığından tedavide başarı oranı artar.
Romatoloji kliniklerinde aşağıdaki hastalıkların tanı ve tedavileri gerçekleştirilir:
Romatoid Artrit
İltihaplı romatizma olarak da bilinen bir eklem iltihabı türü olan romatoid artrit, el bileği ve ayak eklemleri gibi küçük eklemlerde tutuluma neden olan bir eklem hastalığıdır. Tutuluma neden olduğu eklemde ağrı ve şişliklerin yanı sıra sakatlığa kadar ilerleyebilen sorunlara yol açabilen bu hastalık, aynı zamanda akciğer ve böbrek gibi organlarla deride veya sindirim sisteminde de tutulum ve hasarlara yol açabilir. Hastalığın kesin bir tedavisi henüz bulunmasa da semptomların ortadan kaldırılması ve ilerleyişin önlenmesi özellikle erken tanı ve tedavi alan hastalarda mümkün olabilir.
Kireçlenme (Osteoartrit)
Halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit, özellikle ileri yaşlardaki bireyleri etkileyen ve çok sık olarak karşılaşılan bir dejeneratif eklem hastalığıdır. Yaygın olarak kalça, eller ve bilekler, diz, omurga gibi eklemlerde görülse de vücudun tüm eklemlerinde görülebilme olasılığı vardır. Erken teşhis, tedavi başarısı üzerinde oldukça etkilidir. Tedavi sürecinde ilaç kullanımı, beslenme düzeninin sağlanmasına ilişkin önlemlerin alınması, düzenli egzersiz, fizik tedavi ve gerekli görülmesi durumunda eklem içi enjeksiyonlar ile cerrahi operasyonlar yer alır.
Sjögren Sendromu
Gözler ve ağızda kuruluk ile karakterize bir otoimmün hastalık olan Sjögren Sendromu, iki farklı türe sahiptir. Primer Sjögren Sendromu yalnızca belirtilen kuruluk sendromu ile ilgilidir ve vücudun farklı kısımlarını etkileyen herhangi bir soruna yol açmaz. Sekonder Sjögren Sendromu ise Lupus, Romatoid Artrit gibi romatizmal eklem hastalıkları ile bir arada görülür. Tedavide bağışıklık sistemini baskılayıcı kortikosteroid ve benzeri ilaçlar ile ağız ve gözlerdeki kuruluğu önleyici uygulamaların yanı sıra romatizmal eklem hastalıklarının da söz konusu olduğu durumlarda bunlara yönelik tedavi uygulanması gerekir.
Akut Eklem Romatizması
Her yaştan bireyde görülebilmekle birlikte 5-15 yaş aralığındaki çocuklarda daha sık görülen akut eklem romatizması; vücuttaki eklemleri, sinir sistemini, deri ve kalbi etkileyebilen bir tür romatizmal hastalıktır. Genelde streptokokların neden olduğu boğaz enfeksiyonlarının ardından ortaya çıkar. Tedavide antibiyotikler ve eklem iltihaplarını önlemeye yardımcı ilaç uygulamaları, bazı durumlarda da kortikosteroid uygulamalarından yararlanılır.
Fibromiyalji
Yumuşak dokularda ortaya çıkan romatizma ağrıları, fibromiyalji olarak adlandırılır. Orta yaştaki bireylerde ve kadınlarda daha yaygın olarak görülen bu hastalık halsizlik, kas ağrıları, uyku bozuklukları gibi pek çok olumsuzluğa neden olur. Tedavide semptomların ortadan kaldırılmasına ve uyku düzeninin sağlanmasına yardımcı ilaç tedavileri ile fizik tedavi uygulamalarından yararlanılır.
Gut ve Pseudogut (Kondrokalsinoz)
Eklemlerde şiddetli ağrıların oluşumuna yol açan gut hastalığı, genetik bozukluklar veya dengesiz beslenme nedeniyle ortaya çıkabilir. Ürik asitin vücuttan atılamayarak dokularda birikmesinden kaynaklı olarak gelişen bu hastalıkta sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi, spor, protein içeriği azaltılmış dengeli bir beslenme programının uygulanması ile semptomların önlenmesine yardımcı ilaç uygulamaları tedavi ilkeleri arasında yer alır. Belirtileri gut hastalığı ile hemen hemen aynı olan pseudogut ise eklemlerde ürik asit yerine kalsiyum tuzlarının birikmesi şeklinde gelişir ve tedavi sürecinde gut hastalığının tedavisinde de kullanılan birtakım ilaçlar ile semptomatik tedavi sağlayan antiinflamatuvar ilaçlar kullanılır.
Osteoporoz, Osteomalazi, Paget hastalığı
İlerleyen yaş ile birlikte kemiklerde yıkımın artması, artan kalsiyum ve D vitamini ihtiyaçlarının tam olarak karşılanamaması nedeniyle kemik yoğunluğu düşerek kemiklerin eskiden oldukça sağlam olan iç kısımları süngerimsi ve gözenekli bir yapıya dönüşür. Bu durum osteoporoz veya kemik erimesi olarak adlandırılır. Kemik yıkımının çok fazla olduğu durumlarda gelişen Paget hastalığı, osteoporoz hastalarında gelişme riski yüksek olan bir hastalıktır. Bu hastalıkta kemiklerdeki yıkıma bir tepki olarak kemik yapımı hızlanır, fakat kemikler yerleşme düzeni ve sertliğinde bozukluklar söz konusudur. Bir diğer kemik hastalığı olan osteomalazi ise, D vitamini yetersizliğine bağlı olarak her yaştan bireyde görülebilen kemik yumuşaması olarak da bilinen bir hastalık türüdür. Her üç hastalık da romatoloji kliniklerinin uzmanlık alanında yer alır.
Behçet Hastalığı
Vücutta yer alan kan damarlarının iltihaplanması (vaskülit) şeklinde oluşan hastalık, Behçet hastalığı olarak adlandırılır. Ağızda ve genital bölgede yara oluşumları, gözde iltihaplanma gibi sorunlara yol açan bu hastalığın oluşumunda çoğunlukla genetik faktörler etkilidir. Sistemik bir hastalıktır ve birçok doku ve organı etkileyebilir. Bu nedenle tedavi süreci uzun sürelidir, hastalar sürekli olarak takip altında tutulmalıdır. Tedavide kortikosteroidler, immün sistemi baskılayıcı ilaçlar, deride oluşan lezyonlar için kremler ve iltihaplanmanın tedavi edilebilmesini sağlayan antibiyotiklerden faydalanılır.
Ailevi Akdeniz Ateşi
İngilizce adının kısaltması olan FMF hastalığı olarak da bilinen Ailevi Akdeniz Ateşi; karında, eklemlerde ve akciğerlerde şiddetli ağrılar, yüksek ateş gibi belirtilerle kendini gösteren genetik bir hastalıktır. Bu hastalıkta kalıtımsal bozukluklara bağlı olarak ataklar şeklinde sürekli tekrarlayan iltihaplanmalar söz konusudur. Tedavide erken teşhis büyük bir öneme sahiptir. Hastalığın kesin bir tedavisi olmamasına karşın birtakım ilaçların kullanımı ile organlarda hasar oluşumunun önlenmesi ve ataklarda gelişen semptomların önemli ölçüde azaltılabilmesi mümkündür.
Bel ve Boyun Ağrıları
Bel ve boyun bölgesinde oluşan ağrılar, halk arasında oldukça yaygın olarak görülebilen sağlık sorunlarıdır. Bel ve boyunda gelişen ağrıların pek çok sebebi olabilir. Bunlar arasında romatizmal hastalıklar da yer alır. Bu nedenle öncelikli olarak ağrıların sebebinin anlaşılmasına yönelik kan testi ve tıbbi görüntüleme tekniklerinden yararlanılmalıdır. Ağrıya neden olan sorun tespit edildikten sonra hastalar ilgili tıbbi birime yönlendirilir.
Damar İltihapları
Damarların iltihaplanması (vaskülit), mikrobik ajanlara bağlı olarak gelişen iltihaplanmalardan farklı olarak vücudun kendi dokularına karşı bağışıklık geliştirilmesi (otoimmün mekanizmalar) sonucunda gelişen bir sağlık sorunudur. Eklem ve kas ağrıları, ateş, kilo kaybı ve yorgunluk gibi sorunlara yol açan vaskülit, organ hasarlarına kadar varabilen ciddi sorunlara yol açabilir. Tedavinin büyük bir kısmı bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanımından oluşur ve uzun süreli bir takip gerektirir.
İnfeksiyöz Artritler
Bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmaların enfeksiyonlarından kaynaklı olarak ortaya çıkan artritler, infeksiyöz artrit olarak adlandırılır. İnfeksiyöz artritler tek bir eklemde ortaya çıkabileceği gibi vücudun birden fazla ekleminin birden iltihaplanmasına da neden olabilir. Tedavide asıl amaç, enfeksiyona neden olan mikroorganizmanın tam olarak belirlenerek buna yönelik biyolojik tedavinin antibiyotik, antiviral veya antifungal ilaçların kullanımı ile gerçekleştirilmesidir.
Sistemik Hastalık Seyrinde Görülen Romatizmal Bulgular
Vücudu tümüyle tutarak birçok doku ve organı etkileyebilen hastalıklar, sistemik hastalık olarak adlandırılır. Bağ dokusu hastalıkları, sindirim sistemini etkileyen Crohn hastalığı, diyabet, tiroid hastalıkları, Behçet hastalığı gibi hastalıklar bunlara örnek olarak verilebilir. Sistemik hastalıklarda romatizmal bulguların görülmesi de oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda hastalığa yönelik olarak uygulanan tedavinin yanı sıra romatoloji kliniklerine yapılacak konsültasyonlar ile romatizmal bulgulara yönelik tedavilerin uygulanması da gerekebilir.
Eğer siz de yukarıdaki hastalıklardan herhangi birine sahipseniz veya bu hastalıklara ilişkin belirtiler taşıyorsanız romatoloji kliniklerine başvurarak henüz tanısı koyulmamış sağlık sorunlarınıza ilişkin muayeneden geçebilir, tanısı koyulmuş romatolojik hastalıklarınız için tedavi sürecinizi planlayabilirsiniz.